7 Yıllığına Evlilik Olur Mu?

Köşe Yazıları / Volkan Yıldırım

Son günlerde başta Almanya olmak üzere birçok ülkede tartışma konusu yaratan evliliklerin 7 yıllık olması fikri kamuoyunu meşgul eden bir gelişme. Almanya’da Fürth Kaymakamı Gabriele Pauli, evliliklerin "zaman ayarlı" olması talebinin şimdiden gazetelerin manşetlerine geçtiği görülüyor.Halbuki aile, ilk insan Hz. Adem’den beri var olup gelen bir kurum olup, ailede süreklilik prensibi esastır. Fakat bunlar, Hz. Adem’i ilk insan ve peygamber olarak kabul etmedikleri için bazen bu şekilde pusulalarını şaşırıdıklarını gözlemliyoruz.Yüce Allah, aileyi toplumun temel taşı olarak yaratmıştır. Tarih boyunca aile hep var olmuştur. Çünkü yaratan böyle yaratmıştır.Eğer toplum, yaratılışına uygun olarak, aileye önem verirse, sağlam olarak ayakta kalabilir. Aileye önem vermezse, cemiyetin düzeni bozulup, işte o zaman filozofların dediği gibi, fert fert birer canavar olurlar.Batı, hızla bu canavarlaşmaya doğru gitmektedir. Çünkü, aileyi yok etmek için ne gerekiyorsa yapılmış bugüne kadar. Şimdi onlar da yaptıklarının yanlışlığını geç de olsa anladılar. Fakat artık çok geç...Fransa’da yayınlanan Ça M’İnteresse ve L’Evenement du Jeudi dergileri ile Almanya’da yayınlanan Focus dergisi sık sık bu konuları gündeme getiriyorlar. Giderek çöken aile kurumunu kurtarmaya çalışıyorlar... Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde, boşanma oranlarının çok yüksek olması sebebiyle, yakında aile mefhumunun kalmayacağı endişesini dile getiriyorlar.Ülkemizde baktığımızda ise yeni neslin bir aile kurup sürdürebilmesinin önündeki en büyük engellerin başında ekonomik sıkıntılar geliyor. İşi olmayan ya da asgari ücretle çalışan birinin evlenerek bu kurumu devam ettirebilmesi de çok zor gözüküyor. Konut sahibi olamayan bireyler Kira, Yakıt, Gıda derken asgari ücretin 2 katı gibi maliyetle karşılaşıyorlar. Bu nedenle artık evliliklerde her iki tarafında çalışması kuralı aranıyor. Ya da konut sorununu çözmek için geriye dönüş olarak tabir edebileceğimiz anne-baba evinde yaşama şeklinde evlilikler sürdürülebiliyor.Maddi sıkıntıları bir yana attığımızda Batı ülkeleriyle kıyaslanınca manevi açıdan Türkiye’nin durumu sevindirici... Ama bu nereye kadar? Batılılaşma bu hızıyla devam ederse, eninde sonunda bizim varacağımız nokta da aynı olmayacak mı?