Aralık Ayı Portresi: Remzi Aksoy
Ayın Portresi / Ayın Portresi
www.emirdag.gen.tr 2009 yılı son portresi: Emekli Öğretmen Remzi Aksoy: 1935 yılında Emirdağ Adayazı (Firikli) köyünde doğan Aksoy ilköğrenimini 1949-1950 yılında Adayazı'nda tamamladı. Öğretmen okulları sınavını kazanarak o günkü ismiyle Çifteler Köy Ensititüsü'nü kazandı ve 1952 yılında Köy Enstitüleri kaldırılarak enstitü önce Çifteler Öğretmen Okulu iken 1955 yılında Yunus Emre Öğretmen Okulu olarak değiştirildi. Öğretmen okulunda olduğu süre içerisinde gerek sportif faaliyetlerde, gerek sosyal etkinliklerde başarılı bir öğrenci olan Aksoy, 1956-1957 yılında Yunus Emre Öğretmen Okulu'nu bitirerek öğretmen oldu.
İlk öğretmenliğe Emirdağ'a bağlı Geynik köyünde başlamasının ardından Emirdağ Gençlik Spor'da futbol oynaması sebebiyle ertesi sene Emirdağ Elhan köyüne tayini yapıldı. Dört Yıl Elhan köyünde kaldıktan sonra 1962 yılında Emirdağ Mithatpaşa İlkokulu'na tayini çıktı ve 10 yılı okul müdürlüğü olmak üzere toplam yirmi sekiz yıl Mithatpaşa İlkokulu'nda görev yaptı. Mithatpaşa İlkokulu'na tayininin ikinci yılında Emirdağ Ortaokulu ve Emirdağ Lisesi'nin 15 yıl beden eğitimi öğretmenliğini de yapan Aksoy'un, Emirdağ'ın bütün okullarından öğrencileri oldu. 32 yıl görev yaptıktan sonra 1989 yılında emekli oldu ve emekli olduktan sonra sürücü kursu müdürlüğü yaptı. Prensipleri gereği daha fazla görev yapmak istemeyen Aksoy, daha sonra herhangi bir işle uğraşmadı.
Emekli bir öğretmen olarak yaşamını devam ettiren evli ve üç çocuk babası Aksoy'un çocukları Levent Aksoy, İzmir Tepecik bölgesinde İş Bankası Müdürü; Tahir Aksoy, Eskişehir Spor'da uzun yıllar futbol oynadıktan sonra Kütahya Spor, Bandırma Spor, Altay Spor gibi büyük takımlarda futbol oynadı ve futbolu bıraktıktan sonra kaleci antrenörü; Gül Aksoy, Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu hali hazırda Ankara'da beş yıldızlı bir otelin gece müdürü olarak yaşamlarını sürdürüyorlar.
Sosyal, kültürel ve sportif anlamda bir çok başarıya imza atan Aksoy bir anısını şöyle dile getiriyor: "1963 yılında bizim teknik direktörlüğümüzü yapan rahmetle andığım Askerlik Şubesi Başkanı Yüzbaşı Mehmet Yılmaz'ın Galatasaray Kulübü yöneticileriyle diyalogları vardı. Bu yıllarda Galatasaray'ın kalecisi başarısız olduğundan beni teklif etmiş, onlar kabul ettiler; fakat toplumsal olarak oraya gitmeyi kabul etmedim. Sınıf öğretmenliğim çok başarılıydı. Mezun ettiğim öğrenciler hiçbir derse çalışmadan ortaöğretimde birinci, ikinci, üçüncü sınıfı direk geçiyorlardı. Benden iki devre sonra mezun olan bir müfettiş teftiş ederken benim müdür olacağımı duyunca ben söyleyeceğim seni müdür yaptırmamak için elimden geleni yapacağım, sınıfta daha başarılısın, dedi. Ben müdür oldum. Buna bağlı olarak sınıftaki başarımı yöneticilkte de devam ettirdim."
Bir anısını ise şöyle anlatıyor: "O kadar çok anı var ki unutamadığım; 32 yıla sığdırdığım çok güzel anlar var. Bunlardan bir tanesi Emirdağ Mithatpaşa İlkokulu'nda birinci sınıfa yeni başlamıştık. İlk hafta öğrencilerle kaynaşmak için oyunlar oynuyorduk. Selver adındaki öğrencim defterinin üzerinde hayali kahve getirdi. Öğretmenim kahve yaptım. İçer misiniz, dedi. Daha sonra ben de kahve varmışcasına aldım ve içtim. Selver uzaktan beni izliyordu. Yanıma geldi. Sonunu biraz bırak falınıza bakacağım, dedi. Geldi hayali fincana baktı. Bu soğumamış biraz bekleyelim dedi. Bekledik ve kahve fincanını kapattı. Daha sonra açtı ve sana uzaktan bir hediye gelecek. Bir gün mü desem, üç gün mü desem, bir hafta mı desem... Hayali fincanın tabağındaki kahveyi de kapatırken; Bir yerden size para gelecek, dedi. İnanır mısınız, hayali fala bakan Selver adlı öğrencimin dedikleri bir hafta içerisinde gerçekleşti. Bu unutamadıklarım arasındadır."