Buyur Ağam

Köşe Yazıları / Melih Can Kalender

Emirdağ’ımızın yiğidi, ağası, efesi her dönemde fazlaca olmuştur. Unvanlarda, lakaplarda kullanılan “ağa, efe, bey” gibi kelimeler bunun kanıtı sayılabilir. Biraz gerilere gidelim… Efe kültürü (efelenmeler) 17. yüzyıla dayanır. Bu kültürün asıl doğma yeri Ege Bölgesi’dir. Osmanlı İmparatorluğu'nun yapısında meydana gelen askeri ve sosyal değişiklikler sonucu işsiz kalan askerler, vergi toplamada derebeyi gibi davranan ayanlar, bitmeyen savaşlar, ağır vergi yükleri halkı bezdirmiştir. Bu durum halkta “efe” isminde kişiler meydana getirmiştir. Halkın içinden çıkan “efe”ler halka yardımcı olmuş. Derdine derman olmaya çalışmış. Mazlumu zalimden korumaya çalışmıştır.Gün geçtikçe her şey gibi bu kültürümüz de yozlaşmıştır. Zamanla yumurta topuk, sivri burun, ayakkabının arkasına basarak gezen, bıyıklı, tesbihli, genelde yanında bıçak taşıyan, bıçağına değil bileğine güvenen, çayı ince belliden yarım ve sırf dem olarak içen delikanlı şahsiyetler türemiştir. Buna da şükür derken günümüze gelinmiştir. Çocuklukta yetiştiği ortama bakarak kendi dünyasını çizen gençlerimizde müthiş bir efelik hissi oluşmuştur. Öyle ki ilkokulda başlamış sigara içmeye… Vay be koskoca adam oldu sigara bile içiyor… Sonra birkaç kavgaya karışmış. Vücudundaki çizikler, yaralar bazen onun övünç kaynağı olmuş. Bir kızı sevmiş. Ona yaklaşmaya çalışanın hemen haddini bildirmiş. “Var mı ulen bana yan bakan?” diye sokaklarda bağıramasa da geçtiği sokaklarda izini bırakırmış. Yürürken öyle bir bakış atarmış ki gözlerinizi kaçırmak zorunda kalırmışsınız… Daha neler sayabilirim neler... Şöyle bir çarşıya çıkın bakın. Ne kadar çok efemiz, ağamız var… Çoğu da genç. Bu gençlerimizin çoğu okulu bırakmıştır, atılmıştır vs. vs. Okumak onlar için önemli bir faaliyet olmamıştır. Ama şöyle bir çık Meydan’da, Uzun Çarşı’da yürü, şu şuna yamuk yapmış hallet desen…Bence büyüklerimiz oturup bir düşünmeli. Bu çocuklar okullara başlarken, okurken hedefi var mı, varsa neler diye. Çünkü hedefsiz, amaçsız okula giden çocuklar, okulu gereksiz bulup “Ben hayat okulunda yetişecem.”, “Bana hayatta matematik, fizik lazım değil. Hayat dersi lazım.” dediği an toplum yapacağı katkı en aza iner. Hayat dersini alıp yoluna devam edenler de efe olur, ağa olur, kabadayı olur.Bizim gençliğimizi yönlendiren, yetiştirenler şöyle bir durup bakıyor mu Emirdağ’a? Benden tavsiye çıksınlar Adaçal’a baksınlar! O meşhur siyasi kimliklerinden soyunup bir baksınlar. Ya da bu misyonu üstlenmiş, böle bir işi kendine görev edinen insanlarımız var mı?Çünkü, hatayı tamamen gençlere, çocuklara yüklemek yapılacak en büyük yanlıştır.Bir kişi çıkıp ta Emirdağ 5 yıl sonra şunlar olacak, söyle değişecek, gelişecek diyebilen var mı? Benim tavsiyem geleceğimize kendimiz yön verelim. Siyasetsiz, temiz, kültürlü, çağdaş… Kalkınma programları hazırlayalım. Çalışalım, çalışalım…