Herşeyi Kötü Ahmet Başlattı

Yazı Dizileri / Hürriyet Avrupa Emirdağlılar

Belçika'nın başkenti Brüksel'de karşılaştığınız Türklere "Nerelisin?" diye sorduğunuzda genellikle “Emirdağlıyım” yanıtını alırsınız. Dönercisi, bakkalı, kasabı, doktoru, öğretmeni, polisi hatta politikacısı bile Emirdağlı. Afyonkarahisar’a bağlı Emirdağ’ın Belçika ile bağlantısı yıllar öncesine dayanıyor. 1963 yılından itibaren yoğun bir göç yaşanmış bu bölgeden. Bu gelişme bugün de ağırlıklı olarak evlilikler yoluyla devam ediyor. Tahminlere göre Avrupa’nın değişik bölgelerinde 100 bini aşkın Emirdağlı yaşıyor. Bunların büyük bölümü ise Belçika’da.Peki bu insanlar buraya nasıl ve neden geldiler?Belçikalıların bile tam olarak anlam veremediği bu olayı bu ülkeye ilk gelen Emirdağlı olarak bilinen Kötü Ahmet lakaplı Ahmet Öztürk’ün oğlu 63 yaşındaki Mustafa Öztürk’ten dinliyoruz. Brüksel’deki bir kafede buluştuğumuz Öztürk, “Babam Belçika’ya ilk geldiğinde 48 yaşındaymış. Cesarete bakar mısınız! Gençlerin bile göze alamayacağı bir karar veriyor, bu yaştaki adam. Ülkesini geride bırakarak tanımadığı ve dilini bilmediği bir ülkeye turist olarak gidiyor. Yani bugün buradan kalkıp aya gitmek gibi bir girişim neredeyse” diyor.Herşeyi Kötü Ahmet Başlattı - Emirdag.gen.trNeden Belçika?Çocukken bir arkadaşı ile sokakta oynarken Kötü lakabı takılmış Ahmet Öztürk’e. Artık hayatta değil. Geçen yıl 96 yaşında vefat etmiş. Ancak şu bir gerçek ki kendisi bugün Belçika’da yaşayan 60 bini aşkın Emirdağlıya öncü olmuş. Mustafa Öztürk, babasının Belçika’yı seçmesinin tesadüf olduğunu söylerken şu bilgileri veriyor: “Babam 1963’te Belçika’ya gelince soba fabrikasında çalışmaya başlıyor. Bir yıl sonra ben geldim. Ancak bir süre sonra bizi terk etti. Uzun yıllar sonra Londra’da olduğunu ve başka bir kadınla evlendiğini öğrendim. 2000 yılında kısa süreliğine Belçika’ya yanıma geldi. Tekrar Londra’ya döndü ve orada da vefat etti. Yani mezarı orada.”Emirdağ boşaldı“Göç ile ilgili bir kitap yazılacaksa bunda Emirdağlıların hikayesi mutlaka olmalı” diyen Mustafa Öztürk, Emirdağlıların Belçika’ya gelişini şu şekilde aktardı:"Babam Emirdağ'da çevresindekilere 'Burada durmayın, yoksa hep aynı kalırsınız. Benimle Belçika'ya gelin. Her şeyinizi satıp gelin' derdi. Köy köy dolaşıp insanları ikna etmeye çalışırdı. Önce yakın akrabaları, sonra komşuları, daha sonraları da komşu köylerdeki insanlar babamın peşinden Belçika’ya geldiler. Derken Emirdağ boşaldı. Belçika’nın adını bilmeyen tarladaki adam kalkıp hiç tanımadığı bir ülkeye nasıl geliyor, bu çok ilginç bir gelişme.”Heykeli dikilebilirBabasının Belçika’daki herkesin dil öğrenmesi için gayret gösterdiğini belirten Mustafa Öztürk, “İlk yıllar kimse dil bilmiyor. Ancak babam öğrenmek için çok gayret gösterip kendi işini halledecek kadar mesafe kat etmişti. Çevresindekilerin de onun gibi olmasını isterdi. Ancak bazılarının isteksiz olduğunu görünce çok sinirlenirdi. Gönül mezarının Emirdağ veya Belçika’da olmasını ister. Ancak babam için bu çok da önemli değil. ‘Nerede yaşıyorsam, beni oraya defnedin’ derdi. Bir ara mezarının Londra’dan Emirdağ’a aktarılması gündeme geldi. Hatta Emirdağ’a bir heykelinin dikilmesi bile konuşuldu. Ancak bunlar olmadı” dedi.