Ne Oldum Değil, Ne Olacağım De

Köşe Yazıları / Melih Can Kalender

Atalarımız ne güzel söylemiş: “Ne oldum değil, ne olacağım de.” diye. Ama bizim millet olarak bu sözlere pek kulak astığımız yok, her ne kadar atalarımızın bu sözlerinin doğruluğundan emin olsak da. Gerçekten bu konularda zaaflarımız var. Hepimiz sözleri takdirle karşılarken, uygulamada kimseyi bulamıyoruz.Emirdağ. 1960’lara kadar önemli yollar kat ederken. Yıl 2010’lara dayanınca hal, durum, vaziyet ortada. Bunun sebebi biraz da bizim kendimize: “Ne oldum değil, ne olacağım?” sorusunu az sormamızdan olsa gerek. Tamam kültür olarak, tarih olarak, gelenek, görenek olarak oldukça zengin bir ilçeyiz. Hatta maddi olarak da zenginiz. Ama gelişememişiz. Yerinde saymak bir yere geri gitmişiz işte örnekler…Yıl 1975. Göç başlayalı 10 olmuş bile. Ama istatistikler bize hala bir şeyler anlatıyor. Öğrenci sayısı; Emirdağ’da: 10.364 Afyon’da: 15.679. Diğer ilçelerde bu sayı en fazla 6.000 civarı.Öğretmen Sayısı; Emirdağ’da: 123 Afyon’da: 331. Diğer ilçelerde en fazla 78.Okul Sayısı; Emirdağ’da: 93 Afyon’da: 76. Yanlış okumadınız. Bu bilgiler doğru.Emirdağ hayvancılıkta ilçeleri değil, bazen merkez ilçeyi bile 3’e, 4’e katlamış. Tarım olabildiğince önemli ilçede.Bu bilgiler 1975 basımlı bir “Afyon” kitabından…İsterseniz Yıl 2007’yi biz yazalım:Öğrenci sayısını bırak yerli insan sayısı 10.000 ancak bulur. Öğretmen verse de bizim devletimiz gençlerimiz okumaz. Tarım, hayvancılık artık insanımızın karnını doyurmaz olmuş…Bu örnekler bir şeyler anlatmıyor mu! O yıllardan bu yıllara gelene kadar Emirdağ mı geri gitmiş, diğerleri mi ileri? Ben söyleyeyim Emirdağ geri gitmiş. Sebep: Göç. Kimse kusura bakmasın; ama sebep göç falan değil. Sebep: Geri Kafalı Zihniyetler. 40 yıldır, Belçika, Almanya kollarını açtı: “Emirdağlılar lütfen buraya gelin. Size ihtiyacımız var.” demedi ki. Sadece ilk göçlerde Avrupa’nın işçi ihtiyaçları etkili idi. Daha sonra Emirdağ’ın gençlerinin tek çıkar yolu “Avrupa” oldu çıktı. 40 yıldır da kimse buna dur diyemedi. Geçenlerde bir Avrupalı kardeşimiz diyor ki: “Yav ben anlamıyorum. Biz oradan nasıl kurtulur buraya geliriz diye düşünürken; buradakiler Avrupa’ya kendimi nasıl atarım diye düşünüyor.”Suç yerlilerde değil, gurbetçilerde de değil. Milletimizi, memleketimizi bu hale getirenlerde. Bir türlü kalkınmamızı sağlayamayan vasıfsız insanlarda.Size bir bilgi daha son yıllarda Çifteler’in gelişmesini, büyümesini sağlayan önemli bir konu var: Seramik Fabrikası. Biliyor musunuz o fabrika ilk önce Emirdağ’dan yer istemiş; ama verilmemiş? Şimdi Çifteler’e ikinci fabrika açıldı. Gerisi de gelir bence ki gelsin de. Her yer bizim memleketimiz, ülkemiz kalkınsın; ama Emirdağ’ın da gönlümüzde ayrı bir yeri var.Hani örnekler bakıp da kara kara düşünmemek elde değil. Biz kara kara düşünmek yerine, gelin aydınlık gelecekleri düşünelim. Kalkınmamız için elimizden geleni yapalım…Son olarak şuna da değinmeden geçemeyeceğim. Son zamanlarda yazımın başlığındaki gibi ne oldum diyen kişiler artmaya başladı. Ben anlam veremedim açıkçası. İlçemiz için kalkınmak, gelişmek, büyümek gibi işler dururken kendi büyümelerini üstün görenleri, kendi farksızlıklarını ortaya koyma gereksinimlerini…Ama onlar da haklı: “Koyunun olmadığı yerde, keçiye Abdurrahman Çelebi derler.”-Mert-