Brüksel'de Emirdağ İmparatorluğu

Köşe Yazıları / Melih Can Kalender

• 06.01.2011 21:08
• Yorumlar

Eskişehir'in köklü gazetelerinden Sakarya Gazetesi Belçika'daki Emirdağlıları ve yaşantılarını 'Brüksel'de Emirdağ İmparatorluğu' başlıklı iki yazı ile gündeme getirdi. Yazı ''Emirdağ mı büyük, Türkiye mi büyük?' Bu sözün çıktığı yer Belçika'nın başkenti Brüksel kenti. Çünkü nüfusu 1 milyonu aşan kentin %25'ini Müslümanlar oluşturuyor. Bunların büyük bölümünü ise Emirdağlılar. Sakarya Gazetesi sizler için 'Brüksel'de Emirdağ İmparatorluğu' dosyasını başlatıyor.' cümleleriyle yayına verildi. İşte o yazı dizisi:

Hangisi?
'Emirdağ mı büyük, Türkiye mi büyük?' Bu sözün çıktığı yer Belçika'nın başkenti Brüksel kenti. Çünkü nüfusu 1 milyonu aşan kentin %25'ini Müslümanlar oluşturuyor. Bunların büyük bölümünü ise Emirdağlılar. Sakarya Gazetesi sizler için 'Brüksel'de Emirdağ İmparatorluğu' dosyasını başlatıyor.

Brüksel Avrupa tarihi, kültürü ve politikasının bir karışımı. Hem Belçika'nın hem de daha geniş anlamda Avrupa'nın bu modern başkenti dünyanın en fazla çoklu kültüre sahip yerlerinden biri. Üç dil konuşuluyor. Bunlar Fransızca, Almanca ve Flemekçe. Konuşulan ülkenin resmi olarak dili Fransızca ve Flemekçe. Sadece 27 Avrupa Birliği ülkesinden gelenlere değil, önemli sayıda Kongo, Fas ve Türk topluluğuna ev sahipliği yapıyor.

Emirdağ mı büyük, Türkiye mi?
Buradaki Türklerin büyük bölümünü ise Emirdağlılar oluşturuyor. Yaklaşık 40 yıl önce bu ülkeye gelen Emirdağlılar bu ülkenin artık bir parçası olmuşlar. Öyle ki, 'Türkiye mi büyük, Emirdağ mı büyük?' sözü bu kentte ortaya çıkmıştır. Zira bu ülkeye gelen Türklerin kayıt işlemleri yapılırken, doğum yeri olarak hep Emirdağ'ı gören memur bu soruyu sormuştur.

Birlik Vakfı Var
Emirdağlılar genelde Ch.de Gand (Büyük Cadde), Rue de Brabant ve Ch. De Dag caddelerinde yoğunlaşmışlar. Hatta bu sokakların Türk sokaklarından farkı yok. Çünkü dükkanların hepsi kendilerine ait. Kendilerine ait kahveleri de var, camileri de. Hatta Birlik Vakfı'nın bir binası da bu semtte yer alıyor. Bu bina Brüksel'e gelip, kalacak yeri olmayanlara konaklama ve yiyecek ihtiyacı sunuyor. Bilindiği gibi Birlik Vakfı'nın kurucuları arasında Başbakan Recep Tayip Erdoğan'da yer alıyor.

Durumları İyi
Brüksel'deki Emirdağlıların çoğunun durumu iyi. Özellikle 20-25 yıl önce gelenler evlerini de, arabalarını da almışlar. Birkaç işyerleri var. Yeni gelenler ise toparlanma yolunda. Ancak gençler üniversiteye gitmiyor. İlköğretim bittikten sonra ya baba ocağında çalışıyorlar, yada mesleki işlerde. Burada üniversiteye giden Emirdağlı genç bulmak zor.

Irkçılık Sorunu
Irkçılık sorunu geçmiş yıllara göre azalmış. Ancak, Türk gençleri ile Faslı yada Arap gençler arasında sık sık kavga çıkıyor. Yaklaşık üç ay önce meydana gelen kavgada Türk iki kardeş bıçaklanarak öldürülmüş. Ancak olayın sadece ırkçılık değil, çete olayından da kaynaklandığı yönünde iddialar var.

Tezköylü Hüseyin kuyumculuk yapıyor
Hüseyin Yiğit Emirdağ ilçesinin Tezköyü'nden. Brüksel'e 1979 yılında gelmiş.
Yani 31 yıl önce köyü Tezköy'den çıkarak, Brüksel'de kendi imparatorluğunu kurmuş. Hüseyin Yiğit şu anda 'Sınar Sarraf' adı altında kuyumculuk yapıyor. Güzel bir dükkanı var. İçeriye özel kilit sistemi ile giriliyor. Hüseyin bey önce içeriye girecek müşteriye bakıyor, uygun görürse düğmeye basıyor. Kapı öyle açılıyor. Hüseyin Bey ilk geldiğinde cam işine girmiş. Sonra 8 yıl marketçilik yapmış. 20 yılda restoran işlettikten sonra şimdi kuyumculuk yapmaya başlamış. 4 çocuğu iki evi var. Çocuklarının ikisi yanında çalışıyor. Diğer küçük olan ikisi okuyor. Eskişehir Ziya Paşa Caddesi'nde de evi var. Hüseyin Bey 'Halimizden memnunuz' diyor.

Cennet Hanım market işletiyor
Cennet Hanım Brüksel'de eşi Muzaffer Bey ile birlikte market işletiyor. Marketin ismi Özer Market. Türkiye'deki mini marketlerin aynısı. Dış görünüşünden, içinin dizaynına hep aynı. Emirdağ'ın Güveç Köyü'nden 20 yıl önce gelmiş. Kendisi 36 yaşında. 20 yaşında oğlu, 16 yaşında kızı var. Oğlu okumuyor, yanlarında kendilerine yardımcı oluyor. Kızları okuyor. 'Durumumuz Allah'a şükür iyi ağabey' diyor. Ancak üç ay önce dayısının iki oğlunu öldürmüşler. Dosya kapanmadığı için cenazeleri hala vermemişler. 'Gençler çetelere giriyor, başlarını derde sokuyorlar' diyor.

---

İki Ünlü Marka
Dün de Brüksel'de iki ünlü markanın işletmeciliğini yapan Emirdağlı işadamlarını köşemize konuk etmiştik. Bunlardan Ramazan Doğan, Eskişehir'in tanınmış markası SARAR'ın Brüksel'de mağazasını işletiyordu. Kendisi Emirdağ'ın Bademli Köyü'nden 7 yıl önce gelmiş. Diğer ünlü marka Carrefour marketini ise Gürkan Çekiç adlı Emirdağlı genç işletiyordu.

İnşaat Sektörü
Bugünkü konuklarımız ise Brüksel'de inşaat işinde çalışan Abdülkadir Ünlü, Mustafa Ahmet ve Yaşar Mitko. Onlarla Ocakbaşı Kebapçısında karşılaşıyoruz. Çorba içiyorlar. Abdülkadir Ünla Emirdağ'ın içinden 1974 yılında Brüksel'e gelmiş. 6 çocuk babası. Brüksel'e kendine ait evi var. 'Her sene Emirdağ'a giderim' diyor.
Mustafa Ahmet Emirdağ'ın Çevirmen Köyü'nden Brüksel'e geleli 5 yıl olmuş. 3 çocuk babası. Mustafa kirada oturuyor. Yaşar Mitko ise Emirdağ'ın içinden Brüksel'n yenilerinden. Geleli 2 yıl olmuş. Kendisi bekar. 'Brüksel'de yabancı biriyle evlenir misin?' diye soruyoruz 'Zor' cevabını veriyor.

Geleli 4 Ay Olmuş
Kebapçının ocakbaşında duran gencin adı Murat Balaban. Afyon'un Bolvadin ilçesinden gelmiş. Geleli henüz 4 ay olmuş. Kebapçıyı Hasan Zeybek adında Konya Akşehirli biri işletiyormuş. 6 yıl önce açılmış. Murat, Brüksel'e geldiğinden memnun. Amacı ileride kendisine ait bir dükkanı olması.

Kahvehane ve Kuaför
Türklerin oturduğu caddeleri gezerken gözümüze Beşiktaş Kulübünün adını taşıyan bir kahvehane takılıyor. İçeriye bakıyoruz, 2-3 masa var. Buranın hemen yanında ise bir kuaför dükkanı bulunuyor. Dükkanın ismi Murat. İçeriye girip kimin çalıştırdığını sormuyoruz. Ancak içimizden 'Kesin bu dükkanı da Emirdağlı işletiyor' diye geçiriyoruz.

Şok Üstüne Şok
Türk mahallelerinden ayrılıp, kaldığımız Hilton Oteli'ne dönüyoruz. Oradan Magritte Müzesi'ne gideceğiz. Ancak yolu karıştırıyoruz. Bunun üzerine ben 'Birilerine soralım' derken, yanımda bulunan gazeteci arkadaşım 'Sorduğun kişi Türk çıkabilir. Burada çok Türk var' diye takılıyor. Ben ona gülerek birin yanına yaklaşıyorum. Ve elimdeki müzenin biletini göstererek birini yanına yaklaşıyorum. Sonra 'Magrit müzz, Magriz müzz' diyerek, bize yolu tarif etmesini istiyorum. Yanına yaklaştığım kişi, önce yüzüme bakıyor. Sonra 'Sen nereye gideceksin kardeşim' diyor. Gözüme yumruk yemiş gibi şaşırıyorum. Zira ben o güzelim (!)Fransızcamla ona derdimi anlatmaya çalışıyorum, o Türk çıkıyor. Ve bize müzenin yolunu tarif ediyor. Kendisine teşekkür edip ayrılırken, 'Nerelisin?' diye soruyorum. Aldığım cevap bu kez beni şoke ediyor. Çünkü 'Eskişehirliyim' diyor.

Hani diyorum, 1 milyondan fazla nüfusa sahip Brüksel'de adres sormak için bir kişi buluyorsun, Türk çıkıyor. O yetmez gibi Eskişehirli oluyor. Hemen kendimi ve Sakarya Gazetesi'ni söylüyorum. Bana 'Sakarya'yı internetten her gün okuyorum. Bizim oradan haberleri sizden öğreniyorum' diyor. Eskişehirli hemşerimin adı Hasan Ergüneş. Tam 40 yıl önce Brüksel'e gelmiş. Şu anda biri alkollü 3 tane restoran işletiyormuş. 4 çocuk babasıymış. Durumu iyi, iki tane evi varmış. Eskişehir Ziya Paşa Caddesi'nde de evi varmış. Ancak 'Buralardan memnun değilim' diyor. 'Niye?' diye sorduğumuzda 'Türkiye'yi Eskişehir'i özlüyorum. Çocukları iş güç sahibi yaptıktan sonra temelli döneceğim. Artık burası çekilmiyor' diye cevap veriyor. Kendisiyle ayrılırken kartımızı veriyoruz. Eskişehir'e geldiği zaman gazeteye çay içmeye beklediğimizi söylüyoruz. O da bizi yemek ve çay içmeye davet ediyor. Ancak vaktimiz olmadığı için kabul etmiyoruz.

Evet, Brüksel'de iki gün kaldık, oradaki Türklerin, Emirdağlıların ve gurbetçilerin yaşamlarından sizlere kesitler sunmaya çalıştık.

Sakarya Gazetesi olarak Eskişehir'de yaşayan 70 binden fazla Emirdağlılara gurbetçi hemşerilerinin selamlarını aktardık.

Paylaş

• Tweet

• Güncelleme: 06.01.2011 21:11
• Okunma: 13094