Kürtlerin Tevfik’in Ağıdı ve Hikayesi

Haberler / Medya

Kürtlerin Tevfik’in Ağıdı ve Hikayesi

Bir gün Emirdağı çalkalanıyo, “Aptil Ağanın oğlunu (Kürtlerin Tevfik’i) vurmuşlar, cenazesi geliyomuş.” diye.
Söylenti doğru çıktı. Tevfik Ertorun’un cenazesi Denizli’den geldi. İnsanlar kulaktan duyma şeylerle, gerçeği yaşamadan bilmeden hakkında çok dedikodu yaptılar.
Tevfik rahmetlinin vurulup geldiği yılın ertesi sene, vurulduğu, olayın geçtiği, Çivril’in Çıtak Kasabası’na Hamdi Ağa’nın biçerine ekin bitene kadar şöfor olarak gittim. Ben biçerdöğeri hazırlarken baktım Çıtaklılar yanıma toplandılar. Biçer sahibinin oğlu Hüseyin Oruç da vardı. Hüseyin Oruç, Çıtaklı hemşerilerine, “Geçen sene Başçavuşun vurduğu adamın hemşehrisi.” diye beni tanıttı.
Çıtaklılar:
-Öyle mi? Hiç uğruna, vuruldu. diye konuşmaya başladılar.
Ben de merak ettim. Bir taraftan biçerin ayarlarını yapıyom, bir taraftan da anlatılanları dinliyom.
Anlattıklarına göre, Karakol Başçavuşu ile Çıtaklı Faik Bey diye bir zat varmış. İkisi çok samimi imiş. Aralarından su sızmazmış. Tevfik rahmetlinin vurulduğu gün Başçavuş kahveye geliyo, elinde mavzer ilen. Çok sevdiği sıkı dostu Faik Bey’e kalabalığın içinde bir el ateş ediyo, vuramıyo. Kahvede kim varsa çil yavrusu gibi korkudan sağa sola kaçışıyo. Ortalıkta kimsecikler kalmıyo.
Başçavuş kahveden çıkıp, elinde mavzer, Hamdi Ağa’nın dükkanın yanına bir sandalye çekip oturuyo. Hamdi Ağa’nın dükkanının karşısında iki katlı bir oda var. Millet odanın yanına, arkasına sığınmış. Bir kısmı Çivril’e Jandarma Komutanına telefon etmişler, Jandarma Komutanını bekliyolar.
Halkın korkup canını korumak için kaçtığı saklandığı odanın arkasından Çivril, Çal, Denizli yolu geçiyo. İşte tam bu olay üzerine o yoldan Rahmetli Tevfik ve Aptil Öztekin geliyo. Kalabalığın yanından geçiyolar. Sonra merak edip, oturan Başçavuşun önünden harmanlayıp, başçavuşu sol arkasına alıp, geri geri gelerek pikabı durduyo. Tevfik Rahmetli kapıyı açıp iniyo. Başçavuş’a bişeyler soruyo. Başçavuş elinin tersiye git diye işaret ederken, sol eliyle pikabın kapısından tutup, nişan almadan tetiğe basıyo. Tevfik Rahmetli oraya yığılıp kalıyo. Aptil Öztekin’de üzerine yığılıp şok geçiriyo, bayılıyo. O korkup kaçan halk, Başçavuşun üzerine atlayıp silahı elinden alıp yakalıyolar, bağlıyolar. Hatta ben:
-Bu insan vurulmadan önce niye yakalayıp bağlamadınız? Pikap harıl harıl yanınızdan geçiyo, niye uyarmadınız? diye tepki gösterdim.
Çoğu:
-Kumandanla Faik Bey’in meselesi, bizle bir sorunu yoktu ki. Birde kafayı tırlattığını, hemşehrini vurunca anladık, uyandık ama iş işten geçti.” dediler.
Sonra Çivril’den Jandarma Komutanı askerlerle geliyo. Kalabalığa:
-Kim bağladı ulan Başefendiyi! diye bağırıyo.
Çivrilliler, “Biz de ona bağırdık.” dediler. “Şu yerde kanlar içinde yatan Babayiğide bak!” diye.
Allah kimseyi akıldan yoksun etmesin. Başçavuş’un piskolojisi çok bozulmuş. Halüsülasyonlar görmeye başlamış. Kendi kendine kurup çözüp zihninde beyninde senaryolar kurmaya başlamış. “Faik Bey benimle niye dost? Bu benim hanım için dost…” diye akıl hastalığına yakalanmış. Bu düşünceyi, endişeyi içinde büyütüp çıkmaza girmiş ve bu yüzden ne yaptığını bilememiş. Tevfik rahmetli biçer çalıştırmak için geldikleri Denizli Çıtak’ta başçavuşun hastalığının kurbanı olmuş.
Çıtaklılar, “Başçavuş hapiste dahi yatmamış.” demişlerdi.
AĞIDI
Ekinler geldi biçer yürüdü,
Denizli'yi karaduman bürüdü,
Vurdu başçavuşta omzum çürüdü,
Sebebim sebebim biçer sebebim.

Emirdağına acenta açtım,
Ecelin elinden Denizli'ye kaçtım,
Çıtak ovasına kanımı saçtım,
Sebebim sebebim biçer sebebim.

Adımı sorarsan Tevfik Ertorun,
Mezara sığmıyor salıncak boyum,
Vurdu başçavuşta akıttı kanım,
Sebebim sebebim biçer sebebim. (Refikalem böyle yazmış yazımı.) Kaynak: Halis ERENOĞLU

  • Okunma: 2288

Yorumlar (0)Yorum Yap