Madencinin Bakan Oğlu: Emir Kır

Yazı Dizileri / Hürriyet Avrupa Emirdağlılar

Madencinin Bakan Oğlu: Emir Kır

İşçi olarak Belçika’ya gelen Emirdağlılar daha sonraki yıllarda bir çok başarıya imza attı. Aralarından çok sayıda siyasetçi, sanatçı ve işadamı çıktı. Brüksel Hükümeti Devlet Bakanı Emir Kır da adından da anlaşılacağı gibi Emirdağlı. 1968 Charleroi doğumlu Kır, sadece Emirdağlıların değil, bölgedeki Türk toplumunun ve Belçikalıların desteklediği bir politikacı. Babası tarımı bırakıp 60’lı yıllarda Belçika’da maden ocaklarında çalışmaya gelmiş. 1977’de geçirdiği kaza sonucu, 13 yıldır çalıştığı kömür ocaklarından ayrılıp malulen emekli olmuş.Bu tarihlerde aile, Charleroi şehrinden, Brüksel’in Saint-Josse ilçesine taşınmış ve halen burada yaşıyor. Emirdağlıların Belçika’ya göçünü ve Türk toplumunun bugünkü yaşamını konuştuğumuz Sosyalist Partili (PS) Emir Kır’la Saint-Josse ve Schaerbeek’teki Türk mahallelerini dolaşıp vatandaşlarla sohbet ettik:İki ülkeye de katkı“Emirdağlılar Türkler arasında çoğunlukta olan azınlık. Aslında Türklerin çoğu Emirdağlı değil. Ancak böyle olduğunu düşünülüyor. Emirdağlılar ülkenin ciddi realitesi. Bu bölgeye sağladıkları katkı çok fazla. Aynı zamanda Emirdağlılar, Afyon ve Eskişehir arasında köprü oluşturdu. Bu hattın sürekli olmasını istiyoruz. Yörelerinden hiçbir zaman kopmadılar. Her yıl yörelerine giderler, akrabalarını ziyaret ederler. Bu şunu gösteriyor; Belçika ile Türkiye’yi birleştiren, sürekli bir hat oluşturan bir topluluk artık Emirdağlılar. Yani her iki ülkeye katkıları var.”“Belçika’daki maden ocaklarında çalışacak Türk işçilerle ilgili anlaşma Temmuz 1964’de imzalandı. Belçika’daki firmaların isteği üzerine yapılan bir anlaşma bu. 2014’te Belçika’ya Türk işçi göçünün 50’nci yılını kutlayacağız. Bununla ilgili hazırlıklara şimdiden başladık. Kutlamalar, sergiler, film gösterileri, fotoğraf sergileri, sempozyumlar düzenlenecek bu vesileyle. Belçika olarak Türkler’e ve o dönem gelen Faslılar’a teşekkür etmemiz gerekir. 50’nci yıl nedeniyle Emirdağ’dan yola çıkan bir kafile Belçika’ya tren veya otobüsle gelebilir. Birinci nesil annelerimize, babalarımıza şapka çıkartmak istiyorum. Onlar olmasaydı bizler olmazdık. Onlar bizim geleceğimiz için ortamları yarattı. Ne ibadet yerleri vardı, ne cenaze dernekleri. Çok iyi eğitim almamalarına rağmen toplumsal sorunlara eğildiler, bireysel davranmadılar. Bugünkü camiler ve derneklerin kurulmasında payları çok büyük. Onlar olmasaydı bizim hayatımız bu kadar kolay olmazdı.”Madencinin Bakan Oğlu: Emir Kır - Emirdag.gen.trSuçlu olarak gösteriliyor“Türklerin Belçika’da uyum sorunu olduğuna inanmıyorum. Belçika’ya gelen insanlar işçi ihtiyacı olduğu için buraya çağrıldılar. Yabancıların ekonomimize katkı sağladığı kesindir. Avrupa’da ekonomik krizden dolayı yabancılara karşı ayrımcılığın, ırkçı faaliyetlerin çoğaldığını görüyoruz. Ciddi bir süreçten geçiyoruz. Aşırı sağcı zihniyetler yabancıları suçlu olarak gösterirler ekonomik sıkıntılarda. Amaçları Belçikalıları yabancılarla karşı karşıya getirmek. Bu hataya düşmemek gerekir. Bizim babalarımız bu ülkeye geldiğinde onları karşıladılar. Bugün Türkler ekonomik alanda çok başarılı. Bir örgütlenme ve birlikte adım atmaları söz konusu. Eğitim alanında da küçümsenmeyecek kadar önemli mevkilere gelmiş insanlarımız var."Cudell'den etkilendiEmir Kır, babasının işçi olması nedeniyle dönemin çok sevilen ve karizmatik Belediye Başkanı Guy Cudell’den etkilenmesi sebebiyle Sosyalist Parti’ye katıldı. 2000 yılı Belediye seçimlerinde aynı partiden aday oldu. Belediye Başkanı’ndan sonra, ikinci en yüksek tercih oyu alarak, sosyal işler, eğitim, meslek ve işten sorumlu belediye başkan yardımcılığına getirildi. 2004’teki bölgesel seçimlerde 7 bin 409 tercih oyu alarak, Brüksel Hükümeti’ne, tarihi anıtlar, sit alanları ve temizlikten sorumlu Devlet Bakanı oldu. 2009 yılındaki bölgesel seçimlerde 11 bin 546 oy alarak bakanlığa devam etti. Şu an kamu temizliği ve imardan sorumlu. Kır, Fransız Toplumu Komisyonu’nda (COCOF) da spor, sosyal işler, aile, mesleki eğitim, kültür ve uluslar arası ilişkilerden sorumlu. 2006’daki yerel seçimlerde Saint-Josse Belediyesi birinci Belediye Başkan Yardımcısı oldu. Yürüttüğü bakanlık görevi nedeniyle yerine tayin ettiği, belediye meclis üyeliğine seçilen Hava Ardıçlık vekalet ediyor.Burada yaşayıp sadece Türkçe ile geçinmek istiyorsan sıkıntı yaşarsınız. Bunu yaşamak istemiyorsanız mutlaka dil kursuna gidin. Türkiye’den gelen gelin ve damatlara biraz zaman tanıyalım. Aileler, o çocuklara bu ülkenin dilini öğrenmeleri için zaman tanımalı.

  • Okunma: 5748

Yorumlar (3)Yorum Yap

  • faki edeer

    emirdagli olarak gururlagdimiz hemserimiz yolu acik olsun destegimiz dayimdir

  • ahmet demir

    ya arkadas emir bey siyasi olarak sosyalist degildir ama tercihini sosyalist partiden yana koymustur bunu ozellikle belirtelim kendisinin ne solculukla ne de sosyalistlikle hicbir ilgisi yoktur ayrica bir turk olarak ta kesinlikle ataturkcu degildir bunu ozellikle belirtilmesi gerekir...kendisi akp ve recep tayyip erdogan hayranidir zaten referandum da yetmez ama evetci olarak burada herturlu propagandayi yapmistir,ayni zamanda brukseldeki nur cemaatinin de su anda kendisine buyuk destegi vardir...

  • Serdar

    “Mahalleyi cinler bastı, “ diye, bas bas bağırıyordu.
    Hem kaçıyor, hem de geriye dönüp bizim eve bakıyordu.
    Gürültüyle annem çıktı dışarıya. Olanı biteni öğrendikten sonra, gülerek içeri girdi. Gelen adam dilenciymiş. Bahçeye geri döndüğümde, sekizi de sırığın üstünde hazır bekliyorlardı. Beni gördüklerinde boyunlarını ileri uzatarak kimi sesler çıkardılar.
    Annem:
    “ Ne yaptınız o adama öyle!..” dediğinde, sanki annemin dediklerini anlıyorlardı. Sekizi birden kafalarını yana eğip kanatlarını hafiften oynattılar.
    Annem horozlarımı öyle görünce:
    “Bak oğlum hiç aklından çıkarma, evin hayvanları evin insanlarını tanırlar. Yabancıları da daha iyi tanırlar. Eğer eve gelen bir yabancının, kötü niyeti varsa, hayvanlar bunu sezer. Senin horozların adamın kötü niyetli olduğunu sezdikleri için, eve bırakmak istemediler,” diyerek, getirip horozların önüne bir sürü yem serpti. Oysa daha yem zamanı değildi. Eskiden olsaydı hemen üşüşürlerdi yemin üstüne. Nedense bu sefer hiç de acele etmediler. Demek ki henüz acıkmamışlardır , diye, düşündüm... ama annemin:
    “De haydin nazlanmayın,” sözüyle kaşla göz arasında, saldırdılar buğday tanelerine...
    O günden sonra mahalledeki çocuklar gelip, bizim bahçe kapısını açıp, kafalarını içeriye doğru uzatınca, sekiz horozun sekizi birden, uçarak bahçe duvarına konar, kaçışan çocuklara bakarlardı.