Aslında İyi Oldu Bu Kampanya

Köşe Yazıları / Şerife Özdemir

Aslında İyi Oldu Bu Kampanya

Aslında iyi oldu bu kampanya ... Yıllardır biriktirdiğimiz, konuşamadığımız sancıyı bir nebze olsun dışarıya vurduk. Diyalog adı ile maskelenerek aylardır devlet eliyle Türk halkına pompalanan iftiracıya, yalancıya taviz politikası kurma aydınların aldıkları emir aracılığı ile düzenlediği komik imza kampanyası ile büyük bir halk tepkisi ile karşılaştı.

Türk milleti o kadar dolmuştu ki bu başarısız kampanya sayesinde günler boyunca televizyonlarda gazetelerde Ermenilerin yaptığı katliamlar, Hocalı soykırımı gerçekleri, Ermeni yalanları, ASALA terörü ve terör örgütü PKK-ASALA ilişkisi konuşuldu. Uyuyan bir devin sadece kirpiklerini oynatması yüzbinlerce imza topladı. Bilgi saçan aydınlarımız, tarihçilerimiz ve bilim adamlarımız verdikleri bilgilerle ermeni yalanını bilmeyenlere de öğretirken, imzacı kurma aydınlar tezlerini savunmakta zorluk çekti. Hatta çoğu imzasını geri çekeceğini açıkladı.

Aylardır, yıllardır neleri içimizde saklamışız. İçini döken dökene..Yalana, dolana, tavizci saçma politikalara karşı ne derece sabırlı bir millet olduğumuzu bir kez daha göstermiş olduk.

Diplomatlarımız, iş adamlarımız, aydınlarımız, kısacası tüm Türk milleti aynı ağızdan konuştu. 80 milyonluk ülkede yalana karşı koyan ve Gül´ün taviz politikasını desteklemeyen yüzbinler düzenlenen kampanyalara imza atmayı bir vatan borcu bildi.

Hocalı soykırımı ve Karabağ meselesi, belki de tarihinde hiç bu kadar çok tartışılmamıştı. Ermenilerin Anadolu´da yaptığı katliamlar, yıllarca ekmeğini yedikleri Osmanlıyı arkadan vurabilmek için Ruslarla, İngilizlerle işbirliği yapması, ´millet-i sadıka´ nın kısa bir dönemde nasıl ´millet´i hıyanet´e dönüştüğü belki de Türk halkı tarafından hiç bu kadar çok duyulmamıştı.

Aslında bu saçma sapan, Türk halkını karalama kampanyasını düzenleyen Sorosçu kurma aydınlara teşekkür etmek gerekir. Sayelerinde Ermeni yalanları, iftiraları kamuoyuna bir kez daha yansıdı. Bu işin duyulmasında ve bu derece yayılmasında en büyük etkenlerden biri de elbetteki özür dileyenleri kınayarak ve özür dilemediğini belirterek yandaş basına da kınamaları için yeşil ışık yakmış olan Tayyip Erdoğan oldu. Ancak bu da son dönemde açığa çıkan Gül-Erdoğan restleşmesini iyice belli etti.

Erdoğan´ın ABD ve AB tarafından gözden çıkarıldığı, Erdoğan´a AB ve ABD tarafından verilen misyonu gerçekleştirmesi için artık Gül´ün düşünüldüğü açığa çıkmış oldu. Diğer bir gerçek ise Abdullah Gül´ün AKP ile ters düştüğü taktirde arkasında Sorosçu birkaç kurma aydından başka destek olmadığı oldu.

Bu dönemde önemli bir gelişme ise CHP milletvekili Canan Arıtman´ın hedef alınmasıydı. Bu aralar düşünce sistemine uygulanan baskı ve psikolojik savaş had safhada. Arıtman´ın aslında etnik kökeni sorun yapmadığı ve anlatmak istedikleri çok açık. Ama anlamak isteyenlere.. Farklı yansıtmaya çalıştılar.

Onun istediği Türkiye Cumhuriyeti´nin cumhurbaşkanı olan bir kimsenin, Türk milletine de önder olması gerektiği idi. Türk milletinin tarihini kötüleyerek iftira atanlara destek veren birinin cumhurbaşkanlığı ve dolayısıyla Başkomutan sıfatını taşımasının verdiği rahatsızlıktı Arıtman´ın sitemi. Ama farklı yansıtıldı.

Televizyonlarda aklı başında yorumların yanısıra imzacıların saçma açıklamaları da yer buldu. İşin en ilginç yanı ise bu arkadaşların adlarının önünde yer olan doçent, profesör gibi ünvanları ile bağdaşmayacak sığlıkta, bilgiden yoksun, yanlı ve cahilce açıklamalarda bulunmasıydı.

Sağolsunlar sayelerinde, kendilerine inanan bu konularda bilgisiz birkaç kişi varsa da açıklamalardaki cehaleti görünce fikirlerinden vazgeçmişlerdir. Bunun en güzel örneklerinden biri ise Yavuz Bingöl´de oldu. Konuşmaların ardından telefonla bağlandığı yayında imzasını geri çekebileceğini açıkladı..

Kimi kandırıyor bu entel dantel takımı..

´Diyalog diyalog´ diyerek yırtınanların, diyalogdan anlamadıkları ve bildikleri tek konuşma şeklinin cahil monoloğu olduğu ortaya çıktı.

En iyi yaptıkları şey ise suçlamaktı. Talat Paşa şunu yaptı. ittihatçılar bunu yaptı. İmza atmışlar herkes kabul etmeliymiş. Bireysel eylemmiş Türkiye´yi bağlamazmış.

Aslında bu arkadaşlar dünyada ki ermeni diasporasının nasıl çalıştığını ve bu imza kampanyasını nasıl kullanacaklarını herkesden iyi bilirler. Bireysellikten çıkan eylemlerinin eğer Türk halkı bu derece büyük bir tepki vermese önümüzdeki yıllarda toprak ve tazminat taleplerinin temelini oluşturacağını çok iyi biliyorlardı.

İmzacılar sayesinde Türkiye´de ki demokrasi anlayışının da Avrupa´dan ne derece fazla olduğu ortaya çıktı.

Düşünsenize Fransa´da Cezayir´den özür kampanyası düzenlendiğini ya da Belçika´da Kongo´dan veya ABD´de Kızılderililerden... Herhalde imza kampanyasını düzenleyenler çoktan kendi ülkelerinin gizli servisleri tarafından durmaları konusunda ´ikna´ edilmiş olurlardı.
Türkiye´de ki durum ise ortada..

Bir programa Ankara´dan bir emekli büyükelçi bağlandı. Uzun uzun ASALA terörünü açıkladı. Kendi arkadaşlarının nasıl katledildiğini anlattı . Ve özürün kabul edilemez olduğunu söyledi.
Hükümet tarafından bugünler düşünülerek görevinden alınan TTK başkanı Yusuf Halaçoğlu ise hemen hemen her kanalda Ermeni gerçeklerini belgelerle ve en doğru bilgilerle açıkladı. Karşı taraf mı? Bildiğin fos...

Karşı taraf bırakın bilgi sunmayı bu konuda yüzeysel dahi bir bilgisinin olmadığını belli etti.

Bu nasıl bir anlayış acaba? Nasıl bir diyalog? Nasıl bir demokrasi..?
İnanmadığımız ve kabul etmediğimiz tarihi yalanları kabul edin ve dünyaya da kabul ettiğinizi duyurun diyorlar.
Neden?
Çünkü beslendikleri fonlardan emir bu yönde gelmiş...


Siz ´Yıllardır Türkiye´de azınlıklar özgürce yaşıyor. Ama biz Avrupa´ya bunu yalanlarla yansıtıyoruz´ diyebiliyor musunuz?
´Yıllarca biz konuştuk, onlar dinledi, Onların söyledikleri ise işimize gelmedi´ diyebiliyor musunuz?

Üstelik bunlar gerçekler. Değil mi?

Özür nedir biliyormusunuz? Özür dilemek erdemdir ve gerçektir. Göstermelik özür sadece bir oyundur. Oyunu oynayanlar da her zaman pişman olur. ´Ben özür diledim ama geri çekebilirim´ der.
Tüm özür bekleyenlere ve dilemeyenlere sonsuz saygılarımı iletiyorum

  • Okunma: 3008

Yorumlar (9)Yorum Yap

  • fikret özgüler

    NEFSİ MÜDAFA
    dünyada en çok kırıma uğrayan millet hangisi sizce,
    Türkler
    Önce araplar tarafından,sonraavrupalılar tarafından(balkanlarda kaç türk katledildi balkan savaşında bir araştırın)peki hocalıda ne oldu,ya altunköprüde,
    Ermenilere karşı ise savaştaki bir millet arkasından vuranlara karşı nefsini müdafa etmek için zorunlu göç yaptırmak zorunda kaldı.Dünyadan yada herhangibir milletten enson özür dileyecek millet türklerdir.
    Türk kırımı yapanlar sıraya geçip sırasıyla bu milletten özür dilemeli illede bir kampanyaya katılacaksanız türk soykırımı yapanlar özür dilesin kampanyasına katılın.
    Mazlum milletlerin öncüsü olan Türk milletinin mensubu olmaktan ancak gurur duyulur.

  • timucin

    dr bey size illa ozur dileyin diye baski kuran yok.ama ozur dileyene niye diliyorsun diyen var.birak bende dileyim.bak bir kisim azinlik yunanli bile izmirde yaptiklari katliamdan dolayi ozur diliyorlar.birakalim tek tip insan yaratma cabasinida cesitliligimiz zenginligimiz olsun .sevelim sevilelim dunya kimseye kalmaz.ofke ile deyil sevgi ile yukselebiliriz.herkesin dusuncelerine saygi duyuldugu bir toplum ozlemi ile .herkese sevgiler

  • DR.Nihat ALTINEL

    Azınlıkları söküp attım İsmet!

    İşte Atatürk'ün azınlıklar meselesindeki tavrı

    Yavuz Donat'ın dün köşesinde aktardığı bir anı, Atatürk'ün azılıklar meselesine yaklaşımıyla ilgili bugün de çalışmamız gereken bir ders niteliği taşıyor..
    İşte o yazı...

    Ne Mutlu Türküm Diyene

    Başbakan İnönü saat 18.00 sularında Florya Köşkü'nde Atatürk'ü ziyaret etmiş:

    - Hayırdır İsmet... Habersiz geldin.

    - Paşam, azınlıklar meselesi... Konuyu Meclis'e getireceğiz... Ne diyorsunuz?

    - İsmet bugün geç oldu... Yarın sabah erkenden gel, konuşalım.

    İnönü çıkınca Atatürk 'bütün görevlileri' toplamış:
    - Sadece laleler kalsın... Bahçedeki diğer bütün çiçekleri sökün, atın... Derhal.

    İsmet Paşa sabah gelmiş, bahçenin 'halini' görmüş ve 'görevlilere' sormuş:
    - Ne oldu böyle?

    - Gazi Paşa Hazretleri emrettiler, söktük.

    Başbakan İnönü, Cumhurbaşkanı Atatürk'ün odasına girmiş:
    - Paşam, bahçenin durumu nedir?

    - Azınlıkları söküp attım İsmet.
    İnönü 'anladım' dercesine başını öne eğmiş:
    Atatürk:
    - İsmet, ben 'Ne Mutlu Türküm Diyene'
    sözünü boş yere söylemedim... Kendini Türk hisseden herkes bu vatanın öz evladı... Ben hayatta olduğum sürece bu böyle bilinsin... Ve sakın azınlıklar ile ilgili bir kanun çıkarılmasın.
    Timuçin rumuzlu arkadaş,biz böyle lideri olan milletin fertleriyiz.1915'teki tehcir olayı haksızlığa,zulme ve ihenete uğrayan bir milletin kendini koruma ve var olma refleksidir.Bundan dolayı Ermenilerden özür dilemiyorum.

    .

  • TIMUCIN

    AYRICA SIRASI GELMISKEN BIR MUSLUMAN SUNNI OLARAKDA,SIVASTA ALEVI YURTTASLARIMIZA ZULUM YAPARAK ONLARI DIRI DIRI YAKAN VAHSILER ADINADA ALEVI YUTTASLARIMDAN OZUR DILERIM

  • Ceyhun ErguL

    ArkadasLar bız emırdaq ulku ocakları olrak bızde Bu olaya sesız kalmadık ve Bır bıldırı yayınLAdık turk halkı bu Kampanyayla hem Taarıhını nekadar ıyı bıldıgını ogrendı hemde Bu tur oyunlara qelmıyeceqını yazınız ıcın tskur ederız

  • TIMUCIN

    toplumsal tartismalarimizda yaptigimiz en buyuk yanlis ;sapla samani ayiramayisimizdir, kuru ile yasi ayiramadigimiz gibi, partisinin bile savunmadigi savunamadigi ,agzindan cikani kulagi duymayan ve insanlardan DNA testi isteyebilecek kadar saplantili bir kadini sirf bazi konularda sizinle ayni dusunuyor diye savunmak size yakistimi bilemem ama bildigim birsey var bu iftiraci kadina gerekli cevabi secimlerde turk halkinin vereceginden hic kusku duymuyorum, bu meselede biz cok aci cektik haksizliga ugradik,bu kesin ve cok dogru ama o donemde bagimsizlik pesinde olmayan sadece ermeni oldugu icin surgune ve haksizliga ,zulme ugrayan ermeniler olmadimi ? allah askina inkarci politikalarla nerelere geldigimiz gorulmuyormu ? ben insan olarak devlet politikalariyla parelel dusunmek zorunda deyilim, tasnak cetelerinin zulmu ile sehit olan atalarimin huzurunda saygi ile egilirken,o zulmu surdurmek isteyen asala kopeklerini kiniyorum, ama tarihte vuku bulmus olan olaylarda sucsuz gunahsiz yasli kadin ve cocuklardanda turk olsun ermeni olsun onlardan insanlik adina yasatanlar adina OZUR DILIYORUM.

  • Selahattin KAYA

    Sevgili Şerife ÖZDEMİR
    Öncelikle sizi yürekten kutluyorum.Soykırım yalanları ile ilgili iddalarını bir çok haclı ülkerde kabül ettirmeyi başarmış gibiler.sıra ülkemizdeki sözde aydınları(neyin karşılığında) yanlarında bulmayı başarmış gibiler.Suçlu insanın
    özür dimesinde erdemlik vardur.Özür dileyenlerin kişisel sucları varsa özür dilesinler.Ben bunların Türk olduğunu bile düşünemiyorum. Bu konuda Türk milleti adına söz sahipliği yapanları kınıyorum.
    Hepimiz Türk üz
    Başarılar diliyorum.

  • DR.NİHAT ALTINEL

    ŞERİFE HANIM,SİZİ TEBRİK EDİYORUM.BİR İHANETİN ANATOMİSİ ANCAK BU KADAR GÜZEL ANLATILABİLİRDİ.KALEMİNİZE SAĞLIK.

  • İsmet SARAL

    Tüm özür bekleyenlere ve dilemeyenlere sonsuz saygılarımı iletiyorum..Yazınızın son cümlesiyle, size iştirak edeyim..Teşekkürler...